Son iki yılda geçirdiğimiz değişim ve dönüşüm aynı zamanda iş yapış modellerimizde ve iş hayatına bakış açımızda da önemli farklılıkları beraberinde getirdi. Şüphesiz ki bu süreçte ortaya çıkan birçok değişim arasında en keskinlerinden birisiyse uzaktan çalışma modeliydi. Covid-19 salgını, bir dizi çalışanın hala ofise dönme konusunda endişeli olmasıyla birlikte toplu olarak evden çalışmaya geçişi de tetikledi…
Bu konuya dair İngiltere’de 2.500 çalışanla yapılan bir anketten* elde edilen verilere göre çalışanlar haftada 2-3 gün evde çalışmayı tercih ettiğini dile getiriyor. Evden çalışma konusu pandeminin dünya genelinde etkilerini yeni yeni göstermeye başladığı 2020 baharında evden çalışmak şaşırtıcı derecede kolaydı.
Sosyal mesafeyi korumanın kritik olduğu, henüz aşının bulunmadığı, Covid-19’a yönelik hastalığın belirsizliğini koruduğu dönemlerde ofisten ayrılmak da hem kolay hem de anlamsal düzleme oturtan bir etkiye sahipti. Bugün geldiğimiz noktada ise hastalık sürecine dair yaşanan gelişmeler yavaş yavaş eski modele doğru geçişin başlamasına da sebep oldu.
Yaklaşık 1,5 yıllık süreçte evden çalışma sürecine alışan çalışanlar için ise geri dönüşler sanıldığı kadar kolay olmadı. İlk başlarda evde üretkenlik normal zamanlarda iş yerindeki üretkenlikten daha düşüktü ama daha sonra bu sorun aşıldı ve üretkenlik benzer seviyeye gelebildi. Hatta birçok çalışan yolda geçen zamanlarını kendilerine ayrılan artı zaman şeklinde kullanmaya da başladı ve bu durum mutluluğu da yakından etkiler hale geldi. Çalışanların ilk başlarda evden çalışma noktasında zorlansa da daha sonraki süreçlerde bu modeli sevmeye başlamış olduğu rahatlıkla söylenebilir…
Bu süreçte bu dönüşüme adapte olması gereken en önemli birimlerden birisi ise İnsan Kaynakları oldu. İş modellerinde ve iş hayatına bakış açısından ortaya çıkan bu toplu değişim ve dönüşüm şüphesiz ki önemli zorlukları da beraberinde getirdi. Bugün şirketlerin evden veya uzaktan çalışma modeline uyum sağlayamaması çalışanların gözünde şirketlere negatif puan olarak geri dönüyor. Dijital alt yapıların avantajlarından faydalanarak en ideal sistemin geliştirilmesi konusunda da İnsan Kaynaklarına önemli roller düşüyor.
Bu değişimin her şeyden önce bir zorunluluktan değil insan yaşamında var olan değişiminde kaynaklandığını bilmek ise işin ruhunu etkileyen kritik ve püf noktalardan bir tanesi. Yani “İş hayatı dönüşüyor hadi biz de dönüşelim” yerine neden bu değişimin olması gerektiğini ve daha sonra nasıl ve neler yapılması gerektiğini sorgulamak, çalışan nezdinde sahiplenmeyi ve bağlılığı da etkiliyor.
Yakın zamanda iş hayatına yönelik farklı büyük değişimler kapımızda bekliyor. Bu açıdan İnsan Kaynaklarının da kendi içerisinde bir değişim yaşaması kaçınılmaz. Bu değişimlerden bir tanesi de çalışanların yeni model çalışma ihtiyaçlarını karşılayabilecek alt yapıların hayata geçirilmesi ve hazır hale getirilmesi. Burada artık sürenin kısaldığını da söylemek gerekiyor.
Pandemi bitebilir ve eski yaşam tarzlarımıza dönebiliriz ama bahsettiğimiz yeni çalışma modellerinin artık hayatlarımızda kalıcı hâle gelen bir sistem olacağını reddetmek ve hazırlıkları hızlandırmamak gelecekte yalnızca zaman ve enerji değil pek çok kaybı da beraberinde getirecektir…
KAYNAK
https://www.weforum.org/agenda/2021/06/returning-to-office-employee-perceptions-charts/
Bir cevap yazın